Sezgiciliğe göre bilginin, özellikle bilgisinin kaynağı ve temeli olarak görülen sezgiye -felsefi bir kavram olarak- akıl, zihin ve soyut düşünme karşısında öncelik ve üstünlük tanınır.
Varlığın madde ve fizik gerçekliğe indirgenemeyeceğini savunan Henri Bergson’a göre varlıkları bize oldukları gibi veren bilgi, sezgidir. Bergson’un gerçeği dolaysızca kavrama yetisi olarak anlamlandırdığı sezgi, algıların ve zihnin bir tür birleşimidir ve bilgiye aracısız ulaşmayı, doğrudan kavramayı sağlar.
Bu kitap, zamanın ve hareketin doğasını inceleyen, yalnızca felsefe alanında değil sanatta da iz bırakarak adından söz ettiren bu özel filozofun fikirlerinin özünü anlamak isteyen herkes için eşsiz bir kaynak…
Analiz ederek kavrayan zekânın dışında bir bilme biçimi mümkün müdür? İçinde yaşadığımız kesintisiz değişimi, kavramlarla hareketsiz hale getirmeden, parçası olduğumuz bütünsel yaratımı kucaklayan bir bilme biçimi…
Düşünme biçimi
Hatta kolumuzdaki saatlerle ölçtüğümüz anların, aslında bir ezginin notaları kadar bütünsel olduğunu fark eden ve zamanı mekâna dönüştürmeyen bütünsel bir kavrayış…
Öyle bir kavrayış ki tabiatı gereği geriye doğru bakmaya zorlanmış aklın tersine, yönü yaşama doğru olan bir düşünme biçimi…
20. yüzyılın en önemli filozoflarından Henri Bergson’a göre, dünyayı gerçekten olduğu gibi kavramak ancak sezgi sayesinde mümkündür.
Sayfa: 80
Gerçekliğin içinde olmak
Sezgi, analiz eden aklın tersine, kendini nesnesinin yerine koyarak, onu içeriden ve bütünsel olarak kavrayan bilgidir. Sizleri zamana, mekâna, harekete, belleğe, dile, bildiğiniz tüm metafizik kavramlara yeniden bakmaya davet eden Bergson’la kendinizi bambaşka bir gerçekliğin içinde bulacaksınız.
sayfası için iletişim: